You are here Ana Sayfa Duraklar Kara Durak
Item image

Konumumuz

Yer:
Auschwitz-Birkenau
GPS:
50.0271748, 19.201818799999955
Web:
http://en.auschwitz.org/m/

Polonya, aslında Hyundai yeni i10’un AutoBest zaferini kutladığı ülke idi. 10.000 km’lik i10AvrupaYolunda yolculuğunun da tam yarısı idi… Yani, gülerek, eğlenerek yolumuza devam etmemiz gerekiyordu!.. Fakat, güzergahımızın tam üstünde bir “kara nokta” vardı!..
Dünya tarihinin en çirkin, en acı dolu yılları da, bu topraklarda yaşanmıştı…
İkinci Dünya Savaşı yıllarında Nazilerin, çoğunluğu Yahudi 1.5 Milyon, erkek, kadın ve çocuğu hunharca öldürdüğü Auschwitz-Birkenau’u ziyaret edip, çaresizliğin hıçkırıklarını işitmek ve insanlığın kabusunu çıplak gözlerimizle görmemiz gerekiyordu…
Anlamamız gerekiyordu; insan hayatının ağırlığını ve hafifliğini…
Siyasi veya ideolojik düşmanlığın kitlesel olarak imha edilmesini…
İşgal edilen yerlerde istenmeyen kişileri kontrol altında tutmak ve zorla çalıştırmanın “yetmeyeceği”ni…
Aslında sadece burası değil, Avrupa’nın bir çok yerinde, Natzweiler-Struthof, Hinzwert, Hertogenbosh, Dachau, Niederhagen-Wewelsburg, Esterwegen, Moringen, Bergen-Belsen, Fuhlsbüttel, Neuengamme, Oranienburg, Ravensbrück, Sachsenhausen, Lichtenburg, Mittelbau-Dora, Lichtenburg, Bad-Sulza, Sachsenburg, Buchenwald, Theresienburg, Theresienstadt, Flossenbürg, Mauthausen-Gusen, Gross-Rosen ismindeki yerler Almanya’da, Stutthof, Kaunas, Rumbula-Kaiserwald, Klooga, Vaivara isimli yerler Baltık kıyılarında ve Chelmno-Kulmhof, Treblinka, Sobibor, Belzec, Lublin-Majdanek, Plaszow ismindeki yerler ise Auschwitz-Birkenau gibi Polonya topraklarında utanç kampları olarak kurulmuşlar… Kapılarında “Arbeit macht frei” yazan toplama merkezleri ve çalışma kampları diye adlandırılıp, sonradan ölüm çiftliklerine dönüştürülmüşler!.. Hırvatistan’da bile Jasenovac isminde bir katliam kampı kurulmuş, Odesa, Transnistra, Babi Yar isimli Ukrayna noktalarında imha noktaları oluşturulmuş, Litvanya’daki Ponary, Belarus’taki Maly Trostenets de, savaş sonrasında ortaya çıkarılan soykırım merkezleri imiş!..
Fransa’da, İtalya’da, Avusturya’da, Belçika ve Hollanda’da, Macaristan, Romanya ve tüm Balkanlar’da ve hatta Yunanistan’da yaşayan Yahudiler, önce gettolara sokulmuş, sonra buralardan zorla alınıp yük katarlarıyla taşınmışlar… 1940’tan 1945’e kadar mallarına el konulan, evleri talan edilen, yaşadıkları memleketlerinden sınırdışı edilen ve sürülenlerin çoğunluğu Yahudi, aslında sadece Nazi karşıtı olan herkes, bindirildikleri trenlerin son durağında ölüm olduğunu tahmin bile edemiyorlardı!..
Tüm bu ölüm kamplarının arasında Auschwitz-Birkenau, terör, soykırım ve kitle cineyatlerinin bir sembölü olmuş!.. Naziler, Poyonya’yı işgal ettikten sonra 1940 yılında Almanların Auschwitz dedikleri Oswiecim isimli kasabanın hemen yanında dikenli elektrikli tellerle çevrelenmiş 5 kilometrekarelik bir toplama kampı kurmuşlar… Sonraki yıllarda burayı genişleterek Auschwitz I, yüzlerce ahşap kulübelerle dolu Auschwitz II-Birkenau ve Auschwitz III-Monowitz olarak 50 kilometrekarelik tüm Avrupa’daki en büyük katliam merkezine dönüştürmüşler!.. Bu kamplara ilk getirilip kurşuna dizilenler, mahkumlarla Polonyalı düşünür ve askerler olmuş. Ardından Rus savaş esirleri, komunistler, sakatlar, akıl hastaları, Romanlar, bazı Slavikler, homoseksüeller ve Almanya’dan sınır dışı edilen “istenmeyen”ler katledilmişler… Fakat, Auschwitz’in asıl tarihin en büyük cinayet kampanyasına sahne olması, “onlardan olmayanların katli”yle değil, 1942 yılında Nasyonal Sosyalistlerin tüm Avrupa’daki Yahudi nüfusunu ortadan kaldırma planlarına karar vermeleriyle başlamış. İlk gelen 400 bin Yahudi’nin kaydından sonra başka listeler bile yapmaya gerek duyulmamış… Sadece bir iki hafta orada tutulacakları ve sonra çalışmaya başlayacakları söylenmiş, trenlere bindirilmişler… Buraya getirilen Yahudiler, tren vagonlarından inidirilir indirilmez, yetişkin çocuk ayrılmadan, doğrudan Birkenau’daki gaz odalarına sokulmuş… 900 bin kişiye banyoya giriyorsunuz deyip, Zyklon B gazıyla herkesi öldürürken, çocuk oyuncaklarını, ayakkabılarını, kıyafet ve eşyalarını, gözlüklerini, yemek kaplarını, altın dişlerini, saçlarını ve hatta derilerini bile alan Nazi SS subayları, savaşın sonunun yaklaştığını fark ettiklerinde ise, bu vahşetin izlerini ortadan kaldırmak için günde 500 cesedi yaktıkları krematoryumları, gaz odalarını ve insanlık dışı tıbbi deneylerin yapıldığı diğer işkence binalarını yıkmaya başlamışlar… Tüm dokümanları yakmışlar ve “kalan” 60 bin Yahudiyi Almanya’nın içlerine doğru yürümeye zorlamışlar!.. 27 Ocak 1945 günü Auschwitz’e ulaşan Rus ordusu, yürüyemeyecek halde hasta ve zayıf kalmış sadece 7.500 Yahudi’yi bulabilmiş!..
Böylece Oswiecim-Brzezinka kampları günümüze kadar insanlık tarihinin en korkunç utançlarından biri olarak hatırlanması ve görülüp savaşların nasıl bir zulm olduğunun gösterilmesi için müzeye çevrilmiş!.. Kampa gelen bir tutsağın en fazla 6 ay hayatta kalabildiğinden bahsediliyor… Binalar dolusu gözlük, traş takımları, binlerce kişinin aynı anda girdiği tuvalet barakaları bile, olanları tam olarak anlatmaya yetmiyor… Sadece, kamptaki esir müzisyenlerin bandosuna ölüme gidenler için zorla çaldırılan marşlar, belki Rudolf Höss ve Dr. Mengele gibi canilerin sadizm ve sapıklıklarına küçük bir örnek olabilir…
Adolf Hitler’in “Kesin Çözüm” fikri yüzünden bu kamplarda 6 Milyon Yahudi öldü ve öldürüldü!.. Demokratik Almanların utanç duyduğu bu kamplardaki soykırım, medeniyetin red edilmesi ve barbarlık!..
Kanımızı donduran bu yerleri gezdikten sonra, modern Avrupa’nın nasıl büyük acılar çekerek bugünlere geldiğini anlamaya çalışarak, yolumuza kaldığımız yerden devam diyoruz…


Location