You are here Ana Sayfa Duraklar Merhaba Avrupa
Item image

Konumumuz

Yer:
Augsburg Hauptbahnhof
GPS:
48.3660753, 10.885927000000038

İzmit, İstanbul, Selanik, Üsküp, Belgrad, Zagreb ve Ljubljana derken, Anadolu’dan Balkanlara devam etmiş olan “i10 Avrupa Yolunda” serüvenimiz, Slovenya’dan sonra Avusturya Alplerini Güneyden Kuzeye geçtiğimiz muhteşem dağ manzaları eşliğinde tam bir keyif sürüşüne dönüştü…
Triglavski Narodni Milli Parkı’yla Slovenya’ya veda edip, Avusturya vignetimiz olmasına rağmen ücret ödeyerek geçilen Karawankentunnel’e girdiğimiz anda, “işte şimdi gerçek Avrupa’dayız” dedik… Elektronik sistemlerle kontrol altında tutulan uzun tünelde en çok dikkatimizi çeken özellik, havalandırma için devasa jet türbinlerinin kullanılmasıydı… Tünel çıkışında Villach dağ şehrinin vadisi bizi karşıladı… Heidi ve Peter’in memleketi burası olmalıydı…
Tuningçilerin merkezi Wörther See’yi sağ tarafımıza alıp bembeyaz yamaçların arasından kıvrılarak uzanan A2 ile A10’un bağlandığı virajlı otoban üzerinde, hafif kar yağışı bize eşlik ediyordu.
Nockberge ve Hohen Tauern, Avusturya Alplerinin en güzel kayak ve dağcılık merkezleri olduğu için, hız limiti 130 km/h olsa bile manzaranın keyfini çıkararak TIR’larla aynı hızda 90 km/h ile ilerlemeyi tercih ettik…
Hyundai i10 ile belkide tüm turumuzun en yüksek rakımlarından geçiyorduk…
Gün batımına doğru parçalanan bulutların arasından harika bir gökyüzü içimizi ısıtıverdi…
Dağlar, beni hep çekmiştir… Keşke, tüm yolumuz böyle olsaydı…
Salzburg’a yaklaşırken, aslında konaklama noktamız burası olacağı için şehir merkezine doğru yöneldik… Fakat, “yerli” i10, bizi hiç yormamıştı…
Akşam yemeğinden sonra; “Neden olmasın?!” diyerek, Münih’e doğru direksiyon çevirdim. Hatta, hava kararmasına rağmen, biraz Alp virajı göreyim diye Berchtesgaden üzerinden Almanya’ya girdim. Chiemsee’nin yanından yeniden Alman Otobanlarına çıktığımda, artık hız sınırları da kalkmıştı…
Münih’e doğru i10’un devrini 5.000 1/min’lere hızını da göstergede 180 km/h’lere yaklaştırdım… Fakat, ben artık TIR’lardan çok daha hızlı giderken, sol yanımdan belki iki misli hızla Brabus’lar, Alpina’lar uzayıp gidiyorlardı!.. Bu arada navigasyonlarda ulaştığım hız 172 km/h olarak okunuyordu…
Almanya’yı seviyorum!.. İyi otomobillerin hakkıyla kullanılabildiği, muhteşem bir otoban ağına sahipler!..
Çok uzun sürmeden Münih çevre yoluna ulaştım. Durumum iyi, hatta daha da ileri gidebilirim diye düşünüp, Bavyera’nın en güzel şehirlerinden biri olan Augsburg’ta konaklamaya karar verdim…
Dünyanın belki de en iyi yollarına sahip Almanya’da yol vergisi ya da gişe veya vignet kullanılmaması, çok şaşırtıcı… Oysa, Avusturya’dan bile 3-4 saatlik geçiş için neredeyse 50 TL’lik 10 günlük vignet almak zorundasınız… Zengin ve hakim Almanya, bu ücretsiz ve bir çok yerde hız sınırsız otobanlarıyla farkını ve yüksek kalitesini ortaya koyuyor!..
Siyah asfalt bazı yerlerde açık gri, bazı yerlerde de kızıl bir zemine dönüşüyor…
Münih ve Augsburg arasındaki A+ denilen yeni otoban niteliğiyle, i10’un Continental kış lastikleri, zemine adeta yapışarak dönüyordu… Minik Hyundai için, maksimum hızda ilerlerken de, aracın stabilitesini en iyi seviyede tutuyordu.
Bu arada, 170 km/h’nin üzerinde giderken i10’un kabin içi gürültüsünün bu kadar az olması, kış lastiklerine rağmen uğultuların kulaklarımı doldurmaması da şaşırtıcı idi!.. Keşke, yanımda bir desibelmetre olsaydı… Gürültü seviyesini ölçebilmeyi çok isterdim…
Hatta, 1.0 litrelik 3 silindirin yüksek devirdeki hırıltısının, biraz sportif olduğunu bile itiraf etmem gerek!.. Çok iyi oranlı viteslerle, kolaylıkla 160 km/h hıza tırmandıktan sonra, 170 ve üstü için uzun boş düzlükleri kullanmak gerekiyor…
Hava artık, soğuk değil, Augsburg’taki otelde barometre, Frankfurt’a doğru güneşli havada gideceğimi gösteriyordu!..
Ertesi sabah ise, bizim “Gastarbeiter”lerin yoğun yaşadığı Augsburger Altstadt’ta sıkı bir “Türk” kahvaltısı yaptıktan sonra, pahalı Alman otomobillerinin üretildiği Stuttgart’a doğru gaza bastım!..
Stuttgart ve çevresindeki yıldızlı otomobil merkezleri göz alırken, Türkiye Üretimi Hyundai i10, şaşkın bakışlar altında gezinmeye devam ediyordu…
Eee, hep onlar, Türkiye’ye gelecek değillerdi, ya..!
Buraya kadar, 30 saatlik sürüş, yaklaşık 3.000 km, yaklaşık 40 Euro’luk yol geçiş ücreti ve toplamda hemen hemen 300 Euro’luk yakıt harcamıştım…


Location