Bratislava'nın UFO'su

Prag’tan sonra yerli i10’umuz, nihayet Avrupa Yolunda seferinde gerçek geri dönüşe, yani doğuya doğru hareket etmeye başlıyor. Çek Cumhuriyeti ile Slovakya arasındaki çok kalabalık E65 otobanı üzerinde, sabit ve gezici trafik polisi radarlarına dikkat ederek ilerliyor…
Elbette, yine yol boyunca sıkça karşılaştığımız Shell istasyonlarında güvenilir yakıtını alıyor ve Macaristan yönünde ilerlemeye devam ediyor…
Viyana’ya 50 km mesafede Slovakya’nın başkenti Bratislava, şimdiki durağımız… Bratislava, Slovakya’nın o kadar güney batı ucunda bir şehir ki, il sınırları sadece Avusturya’ya değil, Macaristan’a da komşu…
Üniversiteleri, müzeleri, tiyatroları, parlamentosu ve diğer tüm binalarıyla, Avrupa’nın ortasında adeta medeniyetlerin ve kültürlerin köprüsü gibi duruyor…
Slovakların konuştukları dilde bile, Alman, Avusturya, Macar, Çek, Sırp ve Yahudilerin aksanlarının kaynaşması fark ediliyor…
Bratislava ile birlikte yolculuğunun başlarında poz verdiği Tuna nehriyle tekrar buluşan i10’umuz, yarım milyonluk bu şehrin tarihi merkezinin yayalara ayrılmış dar sokaklarına giremese de, şehrin diğer tarafındaki Morava nehrinin kıyılarından, lüks mahallelerine kadar en önemli köşelerine tekerleklerini basmayı başardı…
Habsburg monarşisinin Macar Krallığı başkenti olarak büyük öneme sahip olmuş olan Bratislava, bugün bile yepyeni duran kalesi, St. Michael şehir kapısı, Hviezdoslav Meydanı ve büyük saraylarıyla, Prag kadar olmasa da aslında yine de çok süslü bir Orta Avrupa şehri… Küçük fakat büyük şehir olarak Tuna üstündeki en güzel noktalardan biri olarak da tanınıyor…
100 yıl öncesine kadar Pressburg ya da Presporok veya Pozsony olan ismiyle Bratislava, aslında 9. Yüzyıl’da inşe edilmiş Brezalauspurc yani Braslav’ın Kalesi olarak tarih içinde biliniyormuş… Neolitik dönemden bu yana M.Ö. 5 bin yılına kadar uzanan kalıntılarıyla Avrupa’nın en eski yerleşim yerlerinden biri olan Bratislava, Slavlar gelmeden önce Romalıların önemli kalelerinden biriymiş…
Macar Krallığı’ndan sonra 1526 yılında Mohaç Savaşı’nın ardından Osmanlılar tarafından ele geçirilen Bratislava, Avusturyalılar ile Türklerin arasında uzun yıllar sınır olarak da işaretlenmiş…
Macar Krallarının taç törenlerinin yapıldığı St. Martin Katedrali’yle ünlenen Bratislava, 18. Yüzyılda Kraliçe Maria Theresa tarafından şehrin baştan aşağı yeniden inşa edilmesiyle, bugünkü görkemli haline kavuşmuş…
Mozart’ın Palffy Sarayı’nda 1762 yılında, 1784’te Haydn’ın Grassalkovich Sarayı’nda verdiği konserler ile Beethoven’ın 1796’da Keglevic Sarayı’nda konuk olması, Slovakya başkentinin bugünkü müzik, kültür ve sosyal yaşam öneminin temellerini atmış…
Ancak, 19. Yüzyıl başında Napolyon’un gelip Theben kalesini yıkmasından Birinci Dünya Savaşı sonrasında Çekoslavakya’nın kurulmasına kadar Bratislava, çok karışık bir asır geçirmiş…
2. Dünya Savaşı’ndan 1989’a kadar geçen komünist dönem ve ardından Kadife Devrim ile 1993’te yeni kurulan Slovakya Cumhuriyeti’nin başkenti olması…
Şimdi üstünde UFO restoranı olan 430 metrelik Most SNP (Slovenskeho narodneho povstania) köprüsünün 84 metrelik tek pilona bağlı en uzun çelik kablolu köprü olmasıyla Bratislavalılar övünüyorlar… Gerçi, Belgrad’taki yeni köprünün, bu Slovak köprünün tahtını ele geçirdiği de söyleniyor…
Barok saraylarının görkemi, Franciscan ve St. Elizabeth gibi kliseleri, kale tepesinin altından geçen tramvay tüneli, ters piramit ve mızrak uçu şeklindeki devasa radyo ve televizyon yapıları, Rusovce malikanesi, parkları ve Avrupa Birliği desteğiyle inşa edilmiş ultra modern yeni mimarisiyle Bratislava, Alman tarzıyla Doğu Avrupa akımının buluşma noktası olduğunu tüm tarihi boyunca göstermiş…
Üniversitleri, bazı Rokoko stili evleri ve filarmoni orkestrası salonları kadar buz hokeyi sporcularıyla da ünlü olan Bratislava’dan sonra artık daha da doğuya Macaristan’a doğru direksiyon çeviriyoruz…
Bu arada belirtelim, Çek ve Slovak otobanlarındaki “uslu” sürüşümüzle 1.0 litre motorlu manuel i10’umuzun ortalama tüketimi 6.2 litre olarak not edildi…
Büyük Avrupa yolculuğumuzun 5’te 3’ünü burada tamamlarken arıza veya başka bir sorun ise, halen yok!..