“Yerli” i10, Polonya’daki AutoBest ödül töreni için Frankfurt’tan Varşova’ya giderken, Berlin’de geceliyor…
Otomobil kullanmayı keyfe dönüştüren otobanlara çıkmadan önce Almanya’nın Beverly Hills’i olarak kabul edilen, Almanya aristokrasisinin yaşadığı Bad Homburg’a uğruyoruz… Frankfurt’un kuzeyindeki bu tepelik ormanlık alana yayılmış tipik Alman malikanelerinin arasında biraz dolaştıktan sonra, en yakın Shell’e uğrayıp hem V-Power’lıyoruz hem de Helix Ultra 5W-30 yağımızı kontrol ediyoruz… i10’un deposu dolarken, yanımızda en iyisinden 1 lt’lik yedek yağ bulundurmaya da karar veriyoruz…
Artık tam teşekküllü olarak, hızda sınır olmayan Alman “autobahn” üzerindeyiz… Erfurt üzerinden ilerlerken, eski Doğu Almanya sınırının neresi olduğunu bulmaya çalışıyoruz… Fakat, sınırı ararken Fulda’ya doğru devasa otomotiv fabrikalarının yakınından geçiyoruz… Yollar TIR’lara yüklenmiş otomobillerle dolu…
Frankfurt’tan çıkıp Berlin üzerinden Varşova’ya ulaşmak için 1.200 km yol geçmek gerekiyor. Bu tamamı otoban üzerinde 12 saatlik sürüş demek!..
O sebeple, kendimizi fazla yormadan Berlin’de konaklayıp dinlenmemiz gerekiyor…
Berlin, Romalılar, Napolyon ve geçtiğimiz Yüzyılda da Avrupa’nın en önemli başkentlerinden biri olmuş… 2. Dünya Savaşı bitince, Batı tarafı adeta bir ada gibi, Federal Almanya’nın olarak kalınca, Doğu Almanya’dan kaçmak isteyenlerin ve casusların en önemli kapısı olarak kalmış… 1961’de inşa edilen ve 1989’de yıkılan 46 km uzunluğundaki Berlin Duvarı’ndan artık eser yok… Fakat, Berlin’in tam ortasındaki Brandenburger Tor’a ve üzerindeki barışın sembolü olarak 1793 yılında Alman heykeltıraş Johann Gottfried Schadow tarafından yapılmış Quadriga yani Olimpiyat Oyunlarında yarıştırılan yan yana koşulmuş dört at tarafından çekilen araba heykeline yaklaşarak Hyundai i10’un objektifimize poz vermesi, “i10 Avrupa Yolunda” yolculuğumuzun belki de en anlamlı karelerinden birini oluşturdu!..
Çünkü, artık antik ve modern Avrupa’nın tam merkezindeydik!..
Quadriga’nın tepesindeki zeytin dalından olması gereken orjinal çelenk, Nazi Almanyası döneminde demir haçla değiştirilmiş… 2. Dünya Davaşı sırasında kısmen zarar gören heykelin demir haçı, savaştan sonra Prusya militarizmini simgelediği gerekçesiyle Doğu Almanyanın Komünist Hükümeti tarafından sökülmüş. Fakat, demir haçın 1990 yılında Almanya’nın birleşmesinin ardından yeniden yerine yerleştirilmiş olması da aslında çok ilginç!..
Berlin, Batı tarafı Amerikalıların, Doğu tarafı da Rusların yapılarıyla biraz şekil değiştirmişti… Şimdi ise, özellikle Doğu tarafındaki eski binaların yerini alan ultra modern mimari ile, Almanya’nın başkenti, adeta Avrupa’nın merkezi, ideal sanat ve kültür merkezi olarak 21. Yüzyılın en güzel şehirlerinden biri olma yolunda güzelleşiyor.
Tepesinde bir cam kubbe ve bir de lüks restoran olan Almanya Parlamentosu Reichstag, Checkpoint Charlie, bizim Bergama Zeus Altar’ının sergilendiği Pergamon Museum, St. Nicholas Kilisesi, modern şehirciliği başlatan en önemli mimar Karl Friedrich Schinkel’in inşa ettiği “Mitte” yani şehir merkezi, Potsdamer Platz, Rotes Rathaus, 76 adet camisi, Kollwitz Meydanı, Bellevue Sarayı, Yıkık Kilise, Zooloji Bahçesi, Olimpiyat Stadyumu, Charlottenburg Sarayı, Sony Center, Teknoloji Müzesi ve Zafer Sütunu gibi görülmesi gereken onlarca çok önemli eser ve müzeye sahip olan Berlin, 2. Dünya Savaşı öncesinde 4.5 milyon, bugün ise sadece 3.3 milyon nüfusa sahip…
Çoğunluğu Kreuzberg’de olmak üzere Berlin’de çeyrek milyon Türk’ün de yaşadığını hatırlatmamız gerek…
Ne yazık ki, Berlin durağımızda ancak hava karanlıkken zaman geçirebildik…
Çünkü ertesi sabah, Polonya’ya Varşova’ya doğru çok uzun bir sürüş bizi bekliyordu…
Ve, sabah artık AutoBest ödülünü almak için sabırsızlanan Hyundai i10’u, doğuya doğru dümdüz uzanan otobana tekrar çıkardık…
Ücret ödemediğiniz Alman yollarından 100 km sonra Polonya’ya girer girmez, ilk gişelere yaklaşıyorsunuz… Berlin ile Varşova arasında tam 4 ücret istasyonu var ve her biri yaklaşık 12 Zloti, yani 3 Euro!.. Fakat, değer!.. Navigasyon cihazımız bizi sürekli eski Poznan yoluna sokmaya çalışsa da, 500 km boyunca tabelalar dosdoğru Varşova yazdığı için, “kaymak” asfaltı bırakmadan dümdüz ilerledik… Ve 600 km’lik 6 saatlik yolu, 5 saati doldurmadan bitirdik!..
3 milyonluk Varşova’nın şehir merkezine girmeden Chopin Havaalanı’na çok yakın olan AutoBest töreninin yapılacağı otelimize ulaştık.
i10’u kapıdaki yeni Santa Fe’nin yanına park ettiğimizde, göstergede 4.300 km yazıyordu!..
Mitolojideki feniks kuşu gibi, 2. Dünya Savaşı’nde tamamı yıkılan Varşova, şimdi yepyeni bir görünümle yeniden ayağa kalkıyor!.. Ve, 60 yıl öncesinin Varşova Paktı “soğuk”luğunu da artık hızla geride bırakıyor, Avrupa Birliği’nin tüm zenginliğini ve kalkınmasını kullanmaya başlıyor!..
Sırada, Hyundai i10 için özel olarak düzenlenen AutoBest 2014 Galası var!..
Konumumuz
- Yer:
- Berlin Brandenburg Tor
- GPS:
- 52.5162746, 13.377703999999994