Şehirler büyüyor, kalabalıklaşıyor… Trafik, park sorunu ve egzost kirliliği, modern dünyanın en ciddi sorunu… Otomobil markalarının, özellikle “şehir” otomobili olarak hazırladıkları minik otomobiller, yani A segmenti, şehrin yoğunluğu içinde araçların kapladıkları ortalama 10 metrekarelik alanı küçültmeye çalışıyorlar. Gelişmekte olan ülkelerin en ekonomik en kolay ulaşılabilir otomobili olan bu Minik Sınıf, gelişmiş pazarlarda ise, en genç kesimin, ya da şehir içinde pratik bir çözüm arayanların tercihi oluyor. Geçmiş zamanların Fiat 500 ve Mini’leriyle başlayan bu trend, 80’lerin sonundan itibaren özellikle Uzak Doğuluların çok küçük seçenekleriyle yaygınlaştı. Hyundai ise, dünyanın en genç otomotiv gruplarından biri olmasına rağmen, her segmentte en iddialı modeller ile küresel pazarlardaki en güçlü markalardan biri olurken, bu minik şehirli otomobil dünyasına da 1999 yılında Atos modelini sunmuştu. Ardından 2007’de i10 ismiyle Avrupai özellikler ile yenilenen bu en küçük Hyundai, şimdi ise ultra modern bir havaya büründü!.. Üstelik en yeni “yerli” olma özelliğiyle… Hyundai Assan tarafından i20’nin yanında sadece Avrupa için üretilmeye başlanan yeni i10, eski şekline göre çok daha “mantıklı” bir forma sahip!.. Bir önceki i10 yollara çıkalı sadece 6 yıl olmuştu, fakat Hyundai değişen ve yenilenen tüm ürün yelpazesi içinde, bugüne kadar Hindistan’da üretilen i10’u, Hyundai Avrupa tarafından Almanya’da Rüsselsheim’da geliştirdi. Baştan aşağı yeniledi ve Avrupa için üretimini de Türkiye’ye vererek yeni i10’u yollara çıkardı. Eski hali gibi, sadece bir basit minik gibi durmayan yeni i10, modern ve şık yapısıyla, A segmentinin tüm gereklilikleri ve müşterilerin ihtiyaçları karşısında eksiksiz, hatta fazlalıklarıyla duruyor. Daha geniş iz açıklıkları ve 2.385 milimetrelik dingil mesafesinin üstünde; 8 cm daha uzun, 6.5 cm daha geniş ve selefinden 4 cm daha alçak olan yeni i10, eskisinin 225 litrelik bagajını da 252 litreye büyütüyor!.. Bu bagaj hacminin sınıf lideri bir büyüklük olduğunun da altını çizelim. Yeni i10’un tüm ayrıntılarında modern Avrupalıların hoşuna gidecek özellikler saklanmış. Öncelikle, üretim kalitesi ve materyal nitelikleriyle, minik otomobillerin “ucuzluk”undan eser olmayan i10, herkes için kolay beğenilecek bir küçük ölçülü seçenek oluyor. Kullanıcıya işçilik ve donanım başlıklarında bugüne kadar hiçbir minik otomobilde görülmemiş bir değer sunduğu iddia edilen yeni i10, ayrıntılarına bakıldıkça iddiasının altının dolu olduğunu gösteriyor. Hatta, modern, sportif ve minik bir otomobilden çok daha büyük olduğunu vurguluyor. Bir önceki i10’a çok küçük diyenler, yeni i10’un 3.665 mm uzunluğu ve 1.660 mm genişliğiyle aslında kabin içinde rahatça otururken “büyümüş” olduğunu görecekler. 1.500 mm’lik yüksekliği öncekine göre biraz kısa olsa da, kabin içindeki baş mesafesinin yeterliliği de, sorunsuz olarak notlarımıza giriyor. Çok fonksiyonlu direksiyon simidini bırakmak istemiyorsunuz… Virajlarda bile vücudu “tutan” koltuklarını beğenmemezlik edemiyorsunuz. i10’u değerlendirirken bunun bir A segmenti olduğu ve A segmentindeki rakiplerine göre olan zenginliğine dikkat edilmeli… Kabin içinin ferahlık veren kırmızı panellerle renkli şeritli döşemeler ile çift renkli dekorunun çok şık durması, mat plastik, az da olsa krom ve aluminyum ayrıntılar, otomatik klima, (Avrupa versiyonlarında) direksiyonda ve koltuklardaki ısıtma özelliği, anahtarsız giriş sistemi ve marş tuşu, yükseklik ayarlı koltuk kafalıkları… Ve ESP’den lastik basınç kontrol sistemine ve LED gündüz ışıklarına tüm elektronik donanım… Standart merkezi kilit sistemi ve eksiksiz hava yastık donanımı… Sanki C segmenti bir otomobilin zenginliği… Tümüyle “taze” ve yepyeni duran bir otomobil… Üstelik, “Türk Malı”!.. 66 HP’lik 3 silindirli 1.0 lt baz versiyonundan başka 87 HP 1.2 lt motorlu i10, 3 silindirlid olmasıyla kalın bir titreşim ile ileri fırlıyor. 1 tonluk i10’u kıpırdatmak için ise, ekstra bir efor harcamadan, zorlanmadan, çalışan bu iki minik motor, 4 ileri otomatik şanzımanıyla, asıl keyfini ortaya çıkarıyor. Kabin içinde dış seslerden izole bir sürüş yaşarken, gürültüye karşı izolasyonun ne derece başarıyla uygulanmış olduğuna şaşırıyorsunuz. Otomatik şanzımanın 1.2’lik küçük motoru, adeta kesintisiz güç sağlayan elektrikli motorlu bir araçmış gibi dinamizm sunması da, bu miniğin sürprizlerinden… Arka koltuklarını yatırdığınızda 1.046 litrelik bir yükleme hacmine kavuştuğunuz i10, yük ağırlığı olarak da 434 kg’a kadar izin veriyor. Minik otomobillerden alışkın olduğumuz stresli ve titreyen bir suspansiyonun yerine, neredeyse i30 kadar “oturaklı” bir yürür aksama sahip olan i10, sanki sadece şehir içi için değil, uzun yola çıksa da “yorucu” olmayacak bir yaylanma konforu sunacak gibi hissettiriyor. Hyundai’nin minik “büyüğü” i10’nun Avrupa’da, açılır tavanlı, cruise control’lü ve premium elektronik donanımlı en üst versiyonuyla sol şeride çıkabildiğini söylemeliyiz!.. Bahsettiğimiz gibi bu minik otomobillerin özellikle şehir içi yoğunluğunda asıl avantajlarını ortaya koyduklarını hatırlarken, sıkışık trafiğin olmazsa olmazı otomatik şanzıman, en önemli ayrıntı!.. Hyundai i10’un 5 ileri manuelinin yanında 4 ileri otomatik opsiyonunun sunuluyor olması, en büyük kozu!.. Ve, bu otomatik sürüş kolaylığıyla da yeni i10, sanıyoruz, şık tasarımıyla tam uyum gösterecek ve herkesin kalbini çalacak!.. Hyundai i10’a sınıf atlatan donanıma bakacak olursak; klima, lastik basınç sensörü, ESP, VSM, elektrikli ön ve arka camlar, USB-AUX girişleri, acil durum fren sinyali, yokuş kalkış destek sistemi, viraj içi aydınlatmalı farlar, direksiyondan kumandalı müzik sistemi, LED gündüz farları, sis farları ve 15 inç çift renkli alüminyum alaşımlı jantlar Rakiplerine göre bu çok yüksek donanım seviyesiyle fark yaratan yeni i10, sessiz kabini ve estetik kokpit dizaynıyla da ön plana çıkıyor.
Unutmadan belirtelim;
i10AvrupaYolunda projesi için biz ne Avrupa versiyonlarından birini ne de 1.2 lt otomatiği tercih ettik…
Zoru seviyoruz, 1.0 lt manuel, bizim için fazlasıyla yeterli!..
Unutmadan belirtelim;
i10AvrupaYolunda projesi için biz ne Avrupa versiyonlarından birini ne de 1.2 lt otomatiği tercih ettik…
Zoru seviyoruz, 1.0 lt manuel, bizim için fazlasıyla yeterli!..
Bir A segmentinin, büyüklere kafa tutması…