Sava ve Tuna Birleşti

Makedonya’dan sonra üçüncü etabımızda Sırbistan’a, Belgrad’a doğru direksiyon kırarak yollardayız…
Makedonyalı İskender otobanını bitirdikten sonra Sırp sınırında stres beklerken, güler yüzlü gümrük görevlileriyle Türkçe konuşarak, gülümsüyoruz… Şaşırıyorlar… Türkiye’den o yöne gidenle az karşılaşmışlar…
Otomobili soruyorlar… 3 silindirli olduğuna inanamayıp, motor kaputunu açtırıyorlar… Kaç litre tüketiyor diye sorduklarında, ortalama 6.2 litreye kadar indirebildiğimi anlatıyorum… 66 HP ile, hız sınırlarında uslu uslu gitmek için ideal olduğundan bahsediyorum… El sallayarak, uğurluyorlar…
Sırbistan’da yeni TEM otoyolunun inşaatı devam ediyor… Kilometrelerce dağlık yollardan geçtikten sonra, otoban yine başlıyor… Bulgaristan üzerinden gelen çoğunluğu Türk plakalı TIR’larla karşılaşıp, Kuzeye doğru tırmanıyoruz.
Otoban gişelerinde kredi kartıyla ödeme yapabilmek, Sırp Dinar’ı bozukluklarını sayma derdinden de kurtarıyordu…
420 yıl boyunca Osmanlı toprağı olmuş olan bu bölge, aslında 2. Dünya Savaşı sonrasında Tito yönetimindeki çok güçlü Yugoslavya döneminde tam bir endüstri merkezi olmak üzere hızla gelişmeye başlamış… Fakat, 90’larda kanlı savaş döneminde, yeniden yıkılmış…
Tüm güçlü devletlerin kesiştiği bir nokta olan Sırbistan ve başkenti Belgrad, belki o sebeple, günümüzün en güçlü ve modern merkezlerinden biri olma sürecini bir türlü tamamlayamamış…
Nüfusu 1.5 Milyona yaklaşan Belgrad, Tuna ve Sava’nın birleştiği noktanın çevresinde genişlemiş… Yeni Belgrad, yani şehrin Kuzey kısmına dağru özellikle Sava üzerinde birbirinden güzel köprüler inşa edilmiş… Eski şehrin tepesindeki Kalemegdan, Tarih Öncesi ve Antik Tarihe kadar uzanan eskilikte bir yerleşim yeri olmuş. Hunlardan, Bizans ve Macarlara ve hatta Bulgarlara teslim olmuş olan Belgrad’ın 1521’de Kanuni’nin çeyrek milyon askerli ordusu tarafından ele geçirilmesiyle Osmanlı’nın en büyük ikinci şehri oldu!.. 18. Yüzyılda Avusturyalıların Belgrad’ı Osmanlı’dan geri alma savaşları da, şehri zedelemeye devam etti… Hatta, Belgrad’a Dar-ül-Cihad ismi verildi… Sonrası ise malum, iç ve dış, hatta Dünya Savaşları…
Bugün, Belgrad, yeniden toparlanıyor. Her yerde modern inşaatlar devam ediyor.
Yenilenen Knez Mihailova caddesi, Sava Centar kongre merkezi, Ulusal Bank, Prans Mihailova heykeli, Çağdaş Sanatlar müzesi, Beogradanska ve Belgrad Arena, belki o sebeple şehrin antik eserlerinden çok daha fazla, önemli yerlerinin modern olmasının açıklaması!..
Sırp Ortadoks Aziz Sava “Tapınağı” bile, 20. Yüzyıl’a ait bir eser…
Sırpların asıl gurur duydukları mimari ise, Ada köprüsü isimli sanat eseri gibi duran en yeni Sava üstü köprüleri… 200 m yükseklik ve 1 km uzunluk, köprünün büyüklüğü hakkında fikir verecektir…
Biz de, elimizden geldiğince Sizlere bu çok acı yaşamış Belgrad’ı hayvanatbahçesi önünden şehrin sembolü Victor (zafer kazanan) heykellerine kadar, Hyundai yeni i10’umuzu gezdirmeye başladık…
Bir sonraki durak Hırvatistan’da Zagreb olacaktı…
O sebeple, daha fazla kalamadığımız bu eski “sancak”a veda etmek zorundaydık…